Hazırlayan : Selen (Yanya'dan Evenez'e)
Hayatım boyunca metabolizması hızlı çalışan ve çok fazla yediği halde kilo almayanlara özenmişimdir. Ben ki tatlı ve ekmeğe hiç düşkünlüğüm olmamasına rağmen içtiğim fazla sudan bile kilo alırım. Ortaokula kadar annem zorla yemek yedirirdi bana. Böyle sıska, çırpı bacak bir şeydim. Hatta küçükken boğazıma kaçmasın diye, tek başımayken, bana ekmek vermeyişine bağlarım bu ekmek sevgisizliğimi. Üniversite yıllarından beri zaman zaman rejim yapmışlığım vardır. Bu rejimlerim genelde makarna, pilav, hamur işlerini keserek ve yemek miktarını azaltarak olmuştur. Bu sefer ise geçen seneden beri almış olduğum kiloları kendi çabamla veremeyince, iki hafta önce diyetisyene gitmeye karar verdim. Durum vahim olmasa da yaş ve spor yapamamam itibariyle profesyonel destek gerekiyordu. Bu yazımda sizlerle de öğrendiklerimi paylaşıp birkaç pratik tarif vereceğim. Öncelikle yeme alışkanlığımızda yaptığımız hatalardan biraz bahsedelim:
Hepimiz kilo vermeye niyetlendiğimizde bunun çok hızlı olmasını isteriz. Bu hızlı gerçekleşen kilo kaybı ise yağlarımızdan değil, yağsız kitleden oluşur. Eskisi gibi beslenmeye başladığımızda ise verdiğimizden daha fazla kilo alırız. Hiç yağsız yemek yediğimizde yağda eriyen vitaminler vücutta emilmez, bağırsaklar yavaş çalışır ve kabızlık oluşur. Protein ve karbonhidratı ayıran diyetlerde ise vücudun asit – baz dengesi bozulur. Yiyeceklerin çoğunda protein ve karbonhidrat bir arada bulunduğundan tam anlamıyla bir ayrım da mümkün olmaz. Diyet dışında da iş yoğunluğumuzdan dolayı gün içinde öğün atladığımız da olur. Bunu yaptığımızda ise metabolizmamız (vücut çalışma hızı) yavaşlar ve uzun aradan sonra yediklerimizi vücut yakamadığından direkt yağa çevirir.
Peki, tüm bu olumsuzlukları yenmek için ne yapmamız gerekiyor. Öncelikle doğru zamanlarda doğru şekilde beslenmemiz ve öğün atlamamamız gerekiyor. Yavaş yememiz ve iyi çiğnememiz, yemeklere koyduğumuz yağı azaltmamız, hazır gıdalardan olabildiğince kaçınmamız, bol su tüketmemiz, tuzu az - posalı yiyecekleri çok tüketmemiz, az miktarda ve sık beslenmemiz önem kazanıyor. Hayatımızda egzersize de yer vererek beslenmemizi desteklemiş oluyoruz. Her gün aynı saatlerde yememiz ve gün içinde her besin grubundan almamız, sağlığımız ve kilomuz için çok önemli. Tahıllar, kuru baklagiller, sebze, meyve, süt, yoğurt, et ve yağ olarak ayrılan yiyecek guruplarının her birinden ihtiyacımız olan miktarları almayı günlük yeme alışkanlığımız haline getirmemiz gerekiyor.
Benim diyetimin temelinde de her öğünden 15 dakika önce 2 bardak su içerek beyni uyarmak ve tokluk hissi yaratmak var. Sabahları 2 dilim kepek ekmek arasına 1 dilim az yağlı peynir ile domates, yeşillik serbest. Kahvaltımı 9.00 gibi ediyorum. Öğlen yemeğim 12.30’da. Eğer öğlen sebze(zeytinyağlı), salata, yoğurt ve 1 dilim ekmek yiyorsam; akşam sebzenin yerini et grubu alıyor. Akşamüzeri 4.00 gibi bir porsiyon meyvemi ve akşam en geç 8.30’da da akşam yemeğimi yiyorum. Yemekleri çok az zeytinyağı ile pişiriyor, kızartmak yerine haşlamayı tercih ediyorum. Yemekten sonra 10.30 gibi de yine bir porsiyon meyvem var. Bu arada gün içinde sürekli su içiyor, çaydan ziyade ıhlamur ve ısırgan otu çayı içiyorum. Kilomdan ziyade kiloma oranla vücudumdaki yağ oranı yüksek çıktığından bu tür bir rejim bana uygun görüldü. Diyet sürecinin sonunda da belki haftada bir kez dışarıda dilediğim yemeği yemeyi ve kalan zamanda bu yeme alışkanlığını yaşantıma yerleştirmeyi planlıyorum. Sizlere de köfteyi mümkünse ızgara yapmanızı, balığı fırında az su ve yağla pişirmenizi, et ve tavuğu yağ koyarak değil de tabanı kaplayacak kadar su koyup pişirmenizi ve suyunu çektiğinde de hafif kızarana kadar beklemenizi tavsiye ediyorum. Zeytinyağlılar ve salatalar içinse aşağıdaki önerilerim var. Her zaman uygulayabileceğiniz pratik ve leziz tarifler.
Sebze haşlama. Öncelikle marketlerde satılan, tencere içine yerleştirilerek buharda pişirmeyi sağlayan pratik süzgeçlerden edinmenizi öneriyorum. Alacağınız farklı sebzeleri – ben kabak, patlıcan, havuç, karnabahar, fasulye ve kırmızıbiber kullandım – dilimleyin ve iki parmak su koyduğunuz tencere içine yerleştirdiğiniz süzgece koyun. Sebzeler yumuşayana kadar buharda kapağı kapalı olarak pişirin. Ilıyınca zeytinyağı ve limonla servis yapın.
İkinci önerim biber tarator. Bunun için de pazarda turşuluk satılan biberlerden alın ve dikine ikiye bölüp çekirdeklerini çıkartın. Aynı şekilde buharda pişirin. Ardından tuz ekip yoğurtla karıştırın. Dilerseniz çok az zeytinyağı da gezdirebilirsiniz üzerine. Biberleri kızartmaktansa buharda pişirerek çok daha sağlıklı bir meze elde etmiş oldunuz.
Üçüncü tarif ise semizotu içeriyor. Burada iki alternatifimiz var. İlki salatası, ikincisi ise yoğurtlu semizotu... Semizotlarını yıkadıktan sonra yaprakları sert ve kalın saplarından ayırın. Dilerseniz domates de doğrayıp zeytinyağı ve limonla servis yapın. Yoğurtla yemeyi tercih ederseniz de semizotlarına tuz ekip yoğurtla karıştırın. Yoğurt olarak süzme yoğurt da kullanabilirsiniz ve biraz kırmızıbiber ya da kekik gibi baharatlar ekleyebilirsiniz.
Son olarak da bir Egeli olarak çok sevdiğim börülcenin bizim oralarda sallama denilen salatasını yaptım. Börülceyi haşlayıp yine zeytinyağı ve limonla yiyorsunuz. Dilerseniz rendelenmiş domates ve çok az yağ ile zeytinyağlı olarak yemeğini de pişirebilirsiniz.
Dikkat etmeniz gereken salatalarda 2 çorba kaşığından fazla yağ kullanmamak ve kızartmaktansa haşlama besinleri tercih etmek. Öğün atlamadan günde 5 – 6 kez az miktarda yemek. Zamanınız müsaitse spor yapmak ve tüm bunları yaşam standardınız haline getirmek.
Hepinize sağlıklı, az kilolu günler…
**********************************************************************************
Hazırlayan: Süheyla (diyalog yemekleri)
PATLICAN SARMA
PATLICAN SARMA
Zerrin bir dergi için bir tarif yazmamı isteyince o kadar heyecanlandım ki,anlatamam…Eseri beğenilen bir sanatçının neler hissettiğini o anda çok iyi anladığımı düşünüyorum..Fakat daha sonra yazmamı istediği konuyu söyleyince doğrusu biraz kafam karıştı..Diyet bir tarif istemişti ve çok küçük yaşlardan beri diyetlerle uğraşan benim gibi biri için, bu, en sıkıcı konulardan biriydi,ama bu mesele ile ilgili deneyimlerim de göz ardı edilemeyecek kadar çok olduğundan ,kolları sıvayıp bir diyet tarif düşünmeye başladım,aklıma birkaç tarif birden geldi ama ben patlıcan mevsimi olması dolayısı ile bu tarifi seçtim…
Bu tarif hem yapımındaki kolaylık,hem lezzeti,hem de inanılmaz hafifliği ile bu yazın ve tüm zamanların en gözde tariflerinden biri olabilir sizin için..
MALZEMELER..
-1 kilo patlıcan
-1/2 kg.tavuk eti
-biraz zeytinyağı
-1 adet domates
-birkaç adet biber
-1 kaşık salça
-tuz,karabiber,kekik,kırmızı biber
YAPILIŞ
Patlıcanları alacalı soyarak uzunlamasına dilimleyin.Biraz tuz ve karabiberle harmanlayın,sonra 1-2 kaşık zeytinyağı ilave ettiğiniz teflon tavada her iki tarafını da kızartın.İsterseniz zeytinyağı ile harmanlayıp ızgarada da kızartabilirsiniz.
Diğer tarafta tavuk etlerini kuşbaşı doğrayın,bir tavada biraz sıvı yağ,bir diş sarımsak,tuz,karabiber,kırmızı biber ilave ederek soteleyin.
Her bir patlıcan dilimine bir adet tavuk sarın,üzerlerine bir dilim domates ve biberi kürdan yardımı ile yerleştirin.Üzerine bir kaşık salçayı ,biraz tuz ve sıcak su ile sulandırıp ilave edin..
200 derece fırında yaklaşık yarım saat pişirin. Afiyet olsun.
***********************************************************************************
HAZIRLAYAN: İPEK(ACEMİAHÇI)
ROKA TABAĞINDA BAHARAT VE LİMON SOSLU BALIK
Malzemeler:
4 kişi için:
1 kg civarı beyaz etli balık (minekop-levrek, trança-sinarit, palamut, çipura olabilir)
1-2 demet roka
1 adet limon
4 adet domates
deniz tuzu
taze çekilmiş karabiber
Marinat için:
1/3 su bardağı (cup) limon suyu
1 tatlı kaşığı limon kabuğu rendesi
4 diş sarmısak (kıyılmış)
1/2 demet maydanoz (Kıyılmış)
1 çay kaşığı bal
1 çay kaşığı kıyılmış taze zencefil
1/2 çay kaşığı tuz
1/4 cup light soya sosu
taze çekilmiş karabiber
Yapılışı:
1/3 su bardağı (cup) sızma zeytinyağıBütün marinat malzemelerini çırpın, geniş ve yayvan bir kaba aktarın.Fileto halinde ya da temizlenip 4 parçaya bölünmüş balıkları marinata yatırıp, buzdolabında en az 3-4 saat bekletin.Balıkları ızgarada ya da yağsız tavada pişirin. (Her taraf için 5 er dakika, yeterli)Temizlediğiniz rokları tabaklara yerleştirip, üzerini, tuz, karabiber ve limonla hafifçe tatlandırdıktan sonra, balıkları yerleştirin.Dilimlenmiş domates, ve limonla süsleyip servis yapın.Afiyet olsun.
1 yorum:
benim için yaz aylarının vazgeçilmezlerindendir börülce salatası ve yoğurtlu semizotu...
yazıyı hazırlayanın ellerine sağlık diyorum.Güzel bir yemek dergisi.
Yorum Gönder